Neden Dua Ediyoruz? İslam’da dua, Allah’la kul arasında ki perdeleri kaldırır. Dua sevgisi, Allah’a yakınlaştırır, köprü kurar. Dua ile kurulan bağ, kulun iç huzurunu sağlar.
NEDEN DUA EDİYORUZ
Duanın kabulü ve dua ile alakalı diğer konulara geçmezden önce hemen neden dua ediyoruz sorusunun cevabını arayalım. Denen dua ettiğimizin öncelikli sebebi Allah öyle emrettiği içindir. Mü’min suaresi 60. Ayette Cenab-ı Hak mealen “Halbuki Rabbiniz: «Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Çünkü bana ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler yarın horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir.» buyurmaktadır.
Burada “dua edin anlamını ifade edin kelime arapça olarak emir anlamı ifade ettiği için bir kişinin ömründe en az bir defa dua etmesi üzerine farzdır. Yani ömründe bir kere bile dua etmemiş olan bir kişi bu emri yerine getirmediği için bu farzı terk ettiğinden girdiği günahtan dolayı azap görür.
Ayrıca Bakara suresi 186. Ayet-i kerimede “Şayet kullarım, sana benden sordularsa, gerçekten ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasını kabul ederim.” Buyrulmuş ve burada da yine kulların dua etmesine ve dua ettikleri takdirde dualarına icabet edileceğine işaret vardır.
Bu ayetlerde açıkça görülüyor ki, kullara dua etmeyi emreden ve dua etmenin menfaatine işaret eden bizzat Hazreti Allah’tır. Duanın kaynağı semavi dinlerdir ve bu nedenle duanın tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Nitekim yine Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak ilk insan olan Adem A.S.’ın bizzat Allah’ın öğrettiği kelimelerle dua ettiğini anlatmaktadır.
Tüm bunlar bize gösteriyor ki, duayı ortaya koyan, onun nasıl yapılacağını ilk insandan itibaren bize öğreten ve duanın gerekliliği ile lüzumuna işaret eden hep yüce rabbimizdir.
Bu nedenle de duanın tesiri açıktır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de peygamber efendimizden önceki peygamberlerin yaptıkları dualar ve bu duaların neticelerinden, salih kulların yaptıkları dualardan bahsedilmektedir. Dua ile alakalı hadis-i şeriflere bile geçmeden sadece mevlamızın kitabı olan Kur’an-ı Kerim’e bile baktığımızda neden dua etmemiz gerektiği çok açıktır.
Çünkü kul acizdir, her şeyi yoktan var eden ve büyük güç ve kudret sahibi olan mevlamız ise her şeye gücü yeten, dilediğini dilediği gibi işleyen, kullarının duasına icabet eden alemlerin rabbi olan Allah’tır.
Hal böyle olunca Cenab-ı hakkın en sevdiği kulları, peygamberleri bile acze düştüklerinde ihtiyaçlarını Cenab-ı haktan isteyerek onun yardım etmesi ile bu sıkıntılarından kurtulduklarına göre bizlerin bu kadar acizken ve ihtiyaç halinde iken dua etmemiz ve ihtiyaçlarımızı yüce mavladan istememiz gerekir.
NASIL DUA ETMELİDİR, DUA EDERKEN NELERE DİKKAT ETMELİDİR
Öncelikle dua edecek kişinin giydiğinin ve yediğinin helal olması önemlidir. Üzerinde haram bulunan kişinin duası Hazreti Allah’a ulaşmaz. Dua ederken dili bir şeyler isterken kalbinin istediklerinden gafil olmaması gerekir ve yaptığı duanın kabul edileceğine kalpten inanarak dua etmelidir. Kişi dua ettiği halde isteği verilmediğinde “ dua ettim kabul olunmadı” dememelidir.
Böylece dua etmekten yana bir usanma olmamalıdır. Çünkü Cenab-ı Hak duaları kabul eder fakat vermeyi dilediği ve kulun hayrına olan zaman tehir eder. Nimet ve bolluk zamanında çok dua etmelidir ki, sıkıntılı zamanlarda duanın kabulü kolay ve hızlı olsun. Ayrıca dua ederken mutlaka dikkat edilmesi gerekenler şunlardır;
- Öncelikle kabulünü istediği duaya beş vakit namazdan sonra sürekli olarak devam etmelidir. Çünkü 5 vakit namazdan sonra yapılan dualar ret olunmaz.
- Duya başlarken mutlaka “Elhamdülillahi Rabbil Alemin” diyerek Allah’a hamd ederek başlamalıdır.
- Hamd ettikten sonra da “vessalatü vesselamü ala seyyidina muahmmedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim” diyerek veya bildiği başka bir salavat ile salavat getirmeli ve duaya bu şekilde başlamalıdır.
- İstediğini yedi defaya varıncaya kez tekrar etmelidir.
- Duada anne babaya ve bütün Müslümanlara dua etmelidir.
- Duasının sonunda mutlaka Salavat-ı şerife ve fatiha okumalıdır.
Duanın kabulünü kolaylaştırmak için duada kendi nefsine zulm ettiğini ve günahkar olduğunu itiraf etmeli ve duada tabir yerinde ise edebiyat yapmaya çalışmadan isteklerini kalbinden geldiği gibi istemelidir. Duada Allah’tan istemek münasip olmayacak şeyleri istemekten geri durmalıdır. Duada sünnete ve dine uymayan şeyler istenmez örneğin “Allah’ım bana cennette bana vereceğin köşk şöyle şöyle olsun” gibi garip isteklerde bulunmamalıdır. Dua ederken esbabına tevessül etmeyeceği şeyleri istemek de doğru değildir.
HANGİ VAKİTLERDE DUA ETMEK DAHA GÜZELDİR?
Dua her zaman ve her saatte yapılır ancak bazı zamanlar vardır ki, bu zamanlarda yapılan duaların kabulü daha kolay olduğundan bu vakitleri bilip bu zamanları kollamak daha doğrudur. Bu zamanlar şunlardır;
- Cuma günü, Cuma namazı için okunan birinci ezan vakti, Cuma günü Cuma namazı için okunan ikinci ezan vakti (imam hutbeye çıkmadan hemen önce müezzin tarafından cami içinde okunan ezan), Cuma günü birinci ezanla ikinci ezan arasındaki vakit, Cuma günü güneş batmadan önceki vakit.
- Çarşamba günü öğle ile ikindi arasındaki vakit
- Her günün zeval vakti, gecenin ikinci yarısı, seher vakti, Cuma gecesi Recep ayının ilk gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleri.
- İftar vakti ve kalbin yumuşadığı ve müteessir olduğu vakitler.
- Ayrıca şu vakitler de dua etmek için büyük bir fırsattır
- Hazreti Allah’ın celal ve azametini düşünürken kalbinin uyanık olduğu an
- Hastalık halinde iken
- Aile ve vatanından uzakta kendini garip hissettiği zaman
- Farz namazlardan sonra
- Kuran’ı Kerim-i hatmedince
- İhlas suresini okuduktan sonra
- Adedi 100 olan Müslümanların arasında iken
- Allah yolunca düşman safı ile karşı karşıya gelindiğinde
- Yağmur yağarken yapılan dua
- Kabe-i şerifi görünce yapılan dua
- Kabenin kapısı ile Makam-ı İbrahim arasında yapılan dua
- Hacer-i Esved ile Makam-ı İbrahim arasında yapılan dua
- Anne ve babasının yüzüne sevgi ile bakarken yapılan dua
- Talebenin hocasının yüzüne sevgi ile bakarken yaptığı dua
- Kalbinde can-ı gönülden dua etmek arzusu doğduğunda yapılan dua
KİMLERİN DUASI KABUL OLUR
- Din kardeşine yapılan dua
- Anne ve babanın evladına yaptığı dua
- Evladın anne babaya duası
- Hocanın talebesine yaptığı dua
- Salih zatların duası
- Evliyanın duası
- Peygamber ve evliya kabirlerinde yapılan dua
- Mazlumun duası
Netice olarak “dua ibadetin özüdür” hadis-i şerifi mucebince kul fırsat bulduğu her anda Allah’a dua etmelidir. Çünkü dua kulun rabbini rab olarak kendinin de aciz bir kul olarak gördüğünün hal ile ifadesidir.
Bir kişi eğer haramlardan uzak duruyor ve sağlam bir itikatla amele yapışıyorsa duası mutlaka kabul olur. Bu nedenle öncelikle kişinin bunlara dikkat ederek kendine dua etmesi en tesirli duadır.
DUANIN EHEMMİYETİ ?
Dua, lügatte çağırmak, seslenmek ve istemek anlamlarına gelir. Dinimizde ise dua, kulun maddi ve manevi her türlü ihtiyacını rabbinden istemesi anlamına gelmektedir ve müminler her türlü istekleri için Cenab-ı Hakka dua ederler ve etmelidirler.
Dua ile alakalı insanların zihninde birçok soru vardır. Örneğin; hangi hususlar için dua edilmelidir, Allah’tan her şey istenir mi, dua etmek için hangi zamanları kollamak gerekir, her dua kabul olur mu, dua kabul olmuyorsa ne yapmak gerekir ve saire ve saire insanların dua ile ilgili olarak merak ettikleri birçok soru vardır. Bu yazıda dua ile ilgili olarak merak ettiğiniz neredeyse her hususu anlatmaya çalışacağız.
HERŞEY İÇİN DUA EDİLİR Mİ?
İsteklerin alemlerin rabbi olan Allah’a iletilmesi anlamındaki dua için en fazla merak edilen konulardan birisi ve başta geleni her şey için dua edilip edilmeyeceği konusudur. Çünkü kul ihtiyacı için öyle bir makama müracaat etmektedir ki ister istemez kalbine “acaba bu Allah’a arz olunur mu? Diye geçmektedir.
Bu konuda müminlerin şunu bilmesi gerekir ki, meşru olan ve Cenab-ı hakkın helal kıldığı en küçük şey bile Cenab-ı Hak’tan istenebilir. Esasen kulun duayı diline çokça alıştırması daha doğrudur. Çünkü peygamber efendimiz bir Hadis-i şerifte “şeker gibi küçük şey bile olsa Allah’tan isteyiniz (dua ediniz)” buyrulmaktadır.
Hal böyle olunca kulun sadece büyük istekler için dua etmesi, diğer bir ifade ile sadece altından kalkamayacağı ve üstesinden gelemeyeceği büyük şeyler için dua etmesi Allah’a muhtaçlığı tam ifade etmediği için böyle zamanlarda yapılan dua duanın kabulünü zorlaştırmaktadır.
Bu nedenle kula yakışan aczini her an bilip, sürekli Allah’tan istemeyi bilmesidir ki bu, tabir yerinde ise sadece işi düştüğünde değil sürekli dua etiği bir makama karşı her zaman istemeye hakkı olan birisi durumunda olacağından duasının kabulünü de kolaylaştırır.